Monday, April 26, 2010

Can Dostum

Amerika maceramin ilk bir bucuk yilinda yaptigim gozlemler sonucunda ogrendigim en buyuk bilgilerden birisidir Turk insaninin samimiyeti. Bunu karsindakinin gozunden, yuzunden, vucut hal ve davranislarindan anlarsin. Hissedersin karsindaki iyi mi, kotu mu. Sana zarari dokunur mu, dokunmaz mi. Hersey apacik ortadadir. Kendini gizlemez, gizleyemez... Seni seviyorsa hissedersin. Daha da yaklasmak istersin. Sana karsi yaptiklarinda, davranislarinda hicbir yapaylik yoktur. Yapmacik degildir.

Amerika'da ise hersey yuzeyseldir. Dostuk, ask, sevgi... Hepsi yuzeyseldir. Cikarlar dogrultusunda yonetilirler. Beyin vardir bu isin icerisinde. Kalbi bir yana birakmistir. Sanki hicbirisinin can kiriklari olmamistir. Kalpleri nasir baglamis, adeta metal bir kabin icerisinde gizlenmistir. O metal kabi delmek neredeyse imkansizdir. Metalin soguklugu yuzlerine, guluslerine ve sozlerine yansir.

Burada tek gercek zorunluluktur. Cikarlarin dogrultusunda kurulmus bir sevgi yumagi ve insan iliskileri agi soz konusudur. Yumagi yonlendiren, iliskileri denetleyen kalp degildir. Cunku o metal kabin icinde hapsolmustur. Beyin kontrolu ele almis, kisisel cikarlar dogrultusunda insanlari bir siralamaya koyar. Birisinden cikari ne kadar yuksekse ona daha fazla yaklasir. Samimi olur (tabi sozde, ozde degil). Gittiginiz her isletmede her calisan size selam verir, nese ile siritip hatrinizi sorar. Ama bu sadece birkac saniyelik bir iletisimdir. Cikarlari soz konusudur. Siz musterisinizdir ve size iyi davranmakla sorumludur o calisan. Hatri sorulmayan bir musteri her zaman potansiyel bir tehdit olabilir. Gidip calisani magaza mudurune iyi gunler dilemegidi icin sikayet edebilir. Iste budur Amerikali'nin soguk gulumseyisi. Cikarlarindan gelir.

Mesela okulda, cikari varsa arkadasin senin yanina gelir. Cikari ugruna seninle konusur, selam verir, belki bir kahve icer. Donem biter, cikar iliskisi kalmayinca arkadasinin beyni seni siler atar. Paylasilanlar unutulur. Bir donem sonra seni asansorde gorunce selam vermez, yuzune bile bakmaz....

Bu cikar iliskileri toplumun tumune yayilmistir. Hatta samimiyetin, gulumsemenin, kalpten gelen bir sirt oksamanin ayip ve apes kactigi bir aile yasamlari vardir. Anne-baba cocuklarin gozunde para makinesi ve karin doyurucudur. Cikarlari budur. Cikarlari dogrultusunda anne-babaya gunaydin denir. Sevgi sozcukleri dile getirilir. Sonra anne-baba bir gun para vermezse, cocuk ondan nefret ettigini dile getirmekten cekinmez. Farkli bir acidan, cocugun acisindan da konu tipki ayni noktaya cikar. Cocuk universite yasina gelince anne-babasina kulfet gelmeye baslar. Cunku artik kendi ayaklari uzerinde durabilir. Evde oldugu her an ailesini somurdugu dusunulur. Bu yuzden de aile tarafindan dislanabilir.

Uzun lafin kisasi, yozlasmis bir insan toplulugudur Amerikali. Aile ve arkadas baglari cikarlar dogrultusunda beyin tarafindan yonlendirilir. Sevgi, ask gibi terimler coktan anlamini yitirmis, hepsi birer birer unutulup gitmistir. Iste bu yuzden, Turk toplum yapisi, aile baglari, arkadas iliskileri her zaman Amerikalilara degisik, yabanci ve bir o kadar da anlamsiz gelmistir. Her konusmamda konu ne zaman buraya gelse, beni anlayamiyorlar. Islerine gelmiyor. Beyinleri hep eksi puan veriyor...

Bitirirken de canim dostuma gelsin Haluk Leven'tin "Can Dostum" adli sarkisi... Cok ozledim seni, can dostum!

"Bir şarkı yazmak istedim, içinde dostluk olsun


Birden sen geldin aklıma, can dostum

Bu şarkıda seni ne çok özlediğimi

Anlatmak istedim sana bir kere olsun

Bir sen kaldın bana, sakın bırakma

Al yollarına hisset yanında

Dostum, dostum, dostum, can dostum



Burda herşey sahte dostum gülümsemeler bile

Burda herşey sahte dostum sevmeler bile



Şimdi yanımda olamasanda

Seni yaşamamı engelleyemez hiç birşey asla

Şu anda çok uzakta olsan da

Sen aslında benimlesin yanı başımda

Sarıl yine bana al yollarına

Hisset yanında agla gözyasımda

Dostum,dostum,dostum,can dostum



Burda herşey sahte dostum gülümsemeler bile

Burda herşey sahte dostum sevmeler bile"

No comments:

Post a Comment

Note: Only a member of this blog may post a comment.